Yunanistan’ın göçmen zulmü bitmiyor..
Umuda yolculuğa çıkan yine onlarca göçmen, Yunan güçleri tarafından ölüme sürüklenmeye devam ediyor..
İçişleri Bakanlığı, Yunanistan’dan Türkiye’ye zorla itilen kaçak göçmenlere ilişkin açıklama yaptı.
“Yunanistan, bu eylemleri nedeniyle uluslararası kamuoyunda yoğun baskı oluşmasına rağmen geri adım atmayarak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse 1951 Tarihli Cenevre Sözleşmesi bakımından insan hakları ihlalleri gerçekleştirmeye devam etmektedir.” denilen açıklamada rakamlar da paylaşıldı.
Yunanistan 61 bin 737 göçmeni geri itti
Yunanistan’ın 2020 yılından bu yana 61 bin 737 göçmeni karadan ve denizden Türkiye’ye geri ittiği ve 152 göçmenin hayatını kaybettiği belirtildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada “İnsanlık dışı muamelelerinden geri adım atmayan Yunanistan’ın geri itme uygulamaları neticesinde; 2020 yılından bu yana 46.840’ı Ege Denizinde, 14.897’si Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 61.737 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmeler sonucunda 152 göçmen hayatını kaybetmiş, 200 göçmen de yaralanmıştır. 2022 yılına baktığımızda ise 21.770’i Ege Denizinde ve 4.593’ü Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 26.363 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmelerde 21’i Ege Denizinde ve 38’i Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 59 göçmen hayatını kaybetmiştir. Yine bu geri itmelerde 5’i Ege denizinde ve 49’u Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 54 göçmen yaralanmıştır.” denildi.
*Açıklamanın tamamında şu ifadeler kullanıldı;
Yunan bakana fotoğraflı yanıt
“Göçmenlere karşı insanlık dışı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Yunanistan’ın Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarichi, bu kez de nerede ve ne zaman çekildiği belli olmayan çırılçıplak bırakılmış göçmenlere ait fotoğraf üzerinden algı operasyonuna girişmiştir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği hitaplarında Yunanistan’’ın insanlık dışı muamelelerini gözler önüne sererek dünya kamuoyunun dikkatine sunduğu belge ve görsellerin Yunanistan’ı uluslararası alanda soktuğu çaresizliğin de farkındayız.
Rutin olarak göçmenlerin para, telefon, kimlik ve pasaportları da dâhil olmak üzere tüm eşyalarına el koyan, göçmenleri kıyafetleri ve ayakkabılarını alarak denize atan, çırılçıplak bir şekilde sopalarla darp eden, elektro şok cihazıyla yaralayan, plastik mermilerle vuran, lastik bot veya hurda durumdaki can sallarına bindiren Yunanistan’ın, bu girişimiyle insanların ölümüyle sonuçlanan sistematik hukuka aykırı geri itmelerin üzerine örtmeyi amaçladığı apaçık ortadadır.
Yıllardır, göçmenlere ait lastik botların patlatıldığı, motorlarının söküldüğü, göçmenlerin darp edildiği ve hatta öldürmek pahasına üzerlerine ateş açıldığına ilişkin Yunanistan’ın bu insanlık dışı muameleleri ve eylemleri hem görüntüler hem de uluslararası raporlar ile gözler önüne serilmiştir. Daha geçtiğimiz ay Lübnan üzerinden İtalya’ya geçmeye çalışan bir göçmen botunu patlatarak ve içindeki göçmenlerin değerli eşyalarını alarak aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu göçmenleri ölüme terk etmiştir. Bu insanlık dışı davranış sonrası 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki ağabeyi Abdülvahap hayatını kaybetmiştir.
“Yunanistan’ın Türkiye’ye iftira atarak suçlamaya çalıştığı görülmektedir”
Şimdi bu davranışları ile uluslararası arenada insanlık dışı muamelelerine cevap dahi veremeyen Yunanistan’ın, Türkiye’ye iftira atarak suçlamaya çalıştığı görülmektedir.
Yunan hükümeti kendisine cinayeti yakıştırdığı gibi yalanı ve iftirayı da yakıştırmaktan imtina etmemiştir. Yunanistan, bu eylemleri nedeniyle uluslararası kamuoyunda yoğun baskı oluşmasına rağmen geri adım atmayarak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse 1951 Tarihli Cenevre Sözleşmesi bakımından insan hakları ihlalleri gerçekleştirmeye devam etmektedir.
Özellikle yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı bağlamında hak ihlalleri yaşanmakta olup, kadın ve çocuk ayırt etmeksizin silah, zor kullanarak şiddet ve kötü muamele uygulaması, ülkeye girmek isteyen yabancıların kıyafet ve paralarının ellerinden alınması, değerli eşyalarına yasal olmayan şekilde el konulması uluslararası hukuka aykırıdır.
Bu bağlamda, geri itmelere yönelik incelemeler ve denetimler devam ederken, FRONTEX İcra Direktörünün görevden alınmış olması; ancak Yunan Göç ve İltica Bakanı’nın hala görevine devam ediyor olmasını ve ülkemizi zan altında bırakmaya yönelik asılsız suçlamalarına devam etmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizerek kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.
“Ege’de boğulmuş bebeklerin hesabını vermeyen Yunanistan’ı insanlık dışı uygulamalarından vazgeçmeye davet ediyoruz”
Henüz Ege’de boğulmuş bebeklerin hesabını vermeyen Yunanistan’ı, göçmenlere karşı takındığı insanlık dışı uygulamalardan, ölümlerle sonuçlanan göç politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz. Yıllardır herhangi bir ayrım gözetmeksizin düzensiz göçmenler için de uluslararası kuralları esas alarak insani politikalarını sürdüren Türkiye’nin isminin, yıllardır göçmenlere uyguladığı insanlık dışı muamelelerle tüm dünyanın yakından tanıdığı Yunanistan ile bu konuda yan yana getirilmesini bile şiddetle reddediyoruz.